Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

bir işi yapabilme gücü

  • 1 erk

    1. إمكان [إِمْكان]
    Anlamı: bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar
    2. استطاعة [اِسْتِطَاعَة]
    Anlamı: bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar
    3. اقتدار [اِقْتِدار]
    Anlamı: bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar
    4. بأس [بَأْس]
    Anlamı: bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar
    5. تمكن [تَمَكُّن]
    Anlamı: bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar
    6. حول [حَوْل]
    Anlamı: bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar
    7. صبر [صَبْر]
    Anlamı: bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar
    8. طائل [طائِل]
    Anlamı: bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar
    9. طائلة [طائِلَة]
    Anlamı: bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar
    10. طاقة [طاقَة]
    Anlamı: bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar
    11. طوق [طَوْق]
    Anlamı: bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar
    12. طول [طَوْل]
    Anlamı: bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar
    13. قابلية [قابِلِيَّة]
    Anlamı: bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar
    14. قبل [قِبَل]
    Anlamı: bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar
    15. قدرة [قُدْرَة]
    Anlamı: bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar
    16. مراس [مِرَاس]
    Anlamı: bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar
    17. مرة [مِرَّة]
    Anlamı: bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar
    18. مقدرة [مَقْدِرَة]
    Anlamı: bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar
    19. مقدور [مَقْدُور]
    Anlamı: bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar
    20. مكنة [مُكْنَة]
    Anlamı: bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar
    21. منة [مُنَّة]
    Anlamı: bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar

    Türkçe-Arapça Sözlük > erk

  • 2 إمكان

    إِمْكان
    1. kifayet
    Anlamı: yeterlik, iktidar
    2. erke
    Anlamı: ış başarma gücü, enerji
    3. takat
    Anlamı: güç, kuvvet
    4. yeti
    Anlamı: yapabilme gücü, melek
    5. ihtimal
    Anlamı: olabilirlik, olasılık
    6. ehliyet
    Anlamı: yeterlik, uzluk, belge. ehliyetname
    7. enerji
    Anlamı: maddede var olan ve ısı, ışık biçiminde ortaya çıkan erke, güç
    8. imkân
    9. güç
    Anlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet
    10. kabiliyet
    Anlamı: yetenek
    11. kudret
    Anlamı: güç, erk, erke, iktidar, yetenek
    12. olabilirlik
    Anlamı: olasılık, ihtimal
    13. olanak
    Anlamı: yararlanılan uygun şart, imkân
    14. olasılık
    Anlamı: bir şeyin olabilmesi durumu, olabirlik
    15. potansiyel
    Anlamı: varlığı, ortaya çıkmamış güç
    16. erk
    Anlamı: bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar
    17. yetenek
    Anlamı: kabiliyet
    18. can
    Anlamı: güç, kuvvet
    19. derman
    Anlamı: güç, takat, mecal

    Arapça-Türkçe Sözlük( قاموس عربي-تركي) > إمكان

  • 3 استطاعة

    اِسْتِطَاعَة
    1. kifayet
    Anlamı: yeterlik, iktidar
    2. erke
    Anlamı: ış başarma gücü, enerji
    3. yeti
    Anlamı: yapabilme gücü, melek
    4. güç
    Anlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet
    5. enerji
    Anlamı: maddede var olan ve ısı, ışık biçiminde ortaya çıkan erke, güç
    6. ehliyet
    Anlamı: yeterlik, uzluk, belge. ehliyetname
    7. kabiliyet
    Anlamı: yetenek
    8. kudret
    Anlamı: güç, erk, erke, iktidar, yetenek
    9. erk
    Anlamı: bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar
    10. yetenek
    Anlamı: kabiliyet
    11. can
    Anlamı: güç, kuvvet
    12. hız
    Anlamı: bir hareketten doğan güç, şiddet, güç, takat

    Arapça-Türkçe Sözlük( قاموس عربي-تركي) > استطاعة

  • 4 تمكن

    تَمَكُّن
    1. erke
    Anlamı: ış başarma gücü, enerji
    2. yeti
    Anlamı: yapabilme gücü, melek
    3. takat
    Anlamı: güç, kuvvet
    4. güç
    Anlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet
    5. kabiliyet
    Anlamı: yetenek
    6. enerji
    Anlamı: maddede var olan ve ısı, ışık biçiminde ortaya çıkan erke, güç
    7. ehliyet
    Anlamı: yeterlik, uzluk, belge. ehliyetname
    8. kudret
    Anlamı: güç, erk, erke, iktidar, yetenek
    9. olanak
    Anlamı: yararlanılan uygun şart, imkân
    10. erk
    Anlamı: bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar
    11. yetenek
    Anlamı: kabiliyet
    12. can
    Anlamı: güç, kuvvet
    13. hız
    Anlamı: bir hareketten doğan güç, şiddet, güç, takat
    14. derman
    Anlamı: güç, takat, mecal

    Arapça-Türkçe Sözlük( قاموس عربي-تركي) > تمكن

  • 5 اقتدار

    اِقْتِدار
    1. erke
    Anlamı: ış başarma gücü, enerji
    2. yeti
    Anlamı: yapabilme gücü, melek
    3. takat
    Anlamı: güç, kuvvet
    4. ehliyet
    Anlamı: yeterlik, uzluk, belge. ehliyetname
    5. enerji
    Anlamı: maddede var olan ve ısı, ışık biçiminde ortaya çıkan erke, güç
    6. kabiliyet
    Anlamı: yetenek
    7. güç
    Anlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet
    8. kudret
    Anlamı: güç, erk, erke, iktidar, yetenek
    9. erk
    Anlamı: bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar
    10. yetenek
    Anlamı: kabiliyet
    11. can
    Anlamı: güç, kuvvet
    12. derman
    Anlamı: güç, takat, mecal

    Arapça-Türkçe Sözlük( قاموس عربي-تركي) > اقتدار

  • 6 بأس

    بَأْس
    1. yılgı
    Anlamı: korku, dehşet
    2. haşyet
    Anlamı: korku, korkma
    3. azap
    Anlamı: dünyada günah ışlemiş olanlara ahirette verilecek ceza, çok büyük sıkıntı
    4. hüsran
    Anlamı: zarar, ziyan
    5. beis
    Anlamı: kötülük, zarar
    6. dokunca
    Anlamı: kötülüğe yol açan, sağlığı bozan şey, zarar
    7. erke
    Anlamı: ış başarma gücü, enerji
    8. erkeklik
    Anlamı: erkekçe davranış, yiğitlik
    9. havil
    Anlamı: hevl, korku
    10. yılgınlık
    11. gaile
    Anlamı: sıkıntı, dert, keder, üzüntü
    12. perva
    Anlamı: çekinme, sakınma, korku
    13. endişe
    Anlamı: tasa, kaygı, kuşku, korku
    14. enerji
    Anlamı: maddede var olan ve ısı, ışık biçiminde ortaya çıkan erke, güç
    15. işkence
    Anlamı: eziyet
    16. eziyet
    Anlamı: aşırı güçlük ve sıkıntı, üzgü
    17. elem
    Anlamı: dert, acı
    18. kahır
    19. kabadayılık
    20. ehliyet
    Anlamı: yeterlik, uzluk, belge. ehliyetname
    21. kahramanlık
    Anlamı: kahraman olma durumu, yiğitlik
    22. güç
    Anlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet
    23. mertlik
    Anlamı: yiğitlik, erkeklik
    24. korku
    25. ezinç
    Anlamı: şiddetli acı ve sıkıntı, azap
    26. ezinti
    Anlamı: korku veya heyecan sebebiyle duyulan eziklik, sıkıntı
    27. ürküntü
    Anlamı: ürkme duygusu, tevahuş
    28. acıma
    Anlamı: acımak işi
    29. eza
    Anlamı: üzme, sıkıntı verme
    30. erk
    Anlamı: bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar
    31. sakınca
    32. panik
    Anlamı: ani dehşet duygusu, büyük korku
    33. ziyan
    Anlamı: zarar
    34. yiğitlik
    35. acı
    36. ağrı
    37. can
    Anlamı: güç, kuvvet
    38. hız
    Anlamı: bir hareketten doğan güç, şiddet, güç, takat
    39. hâl
    Anlamı: güç, kuvvet, takat
    40. derman
    Anlamı: güç, takat, mecal

    Arapça-Türkçe Sözlük( قاموس عربي-تركي) > بأس

  • 7 قبل

    I
    قَبَّلَ
    öpmek
    II
    قَبْل
    1. evvelce
    Anlamı: önce, önceleri, eskiden
    2. evvel
    Anlamı: önce, ilk
    قُبْل
    ön
    IV
    قِبَل
    1. erke
    Anlamı: ış başarma gücü, enerji
    2. takat
    Anlamı: güç, kuvvet
    3. enerji
    Anlamı: maddede var olan ve ısı, ışık biçiminde ortaya çıkan erke, güç
    4. kabiliyet
    Anlamı: yetenek
    5. güç
    Anlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet
    6. ehliyet
    Anlamı: yeterlik, uzluk, belge. ehliyetname
    7. kudret
    Anlamı: güç, erk, erke, iktidar, yetenek
    8. erk
    Anlamı: bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar
    9. yetenek
    Anlamı: kabiliyet
    10. hız
    Anlamı: bir hareketten doğan güç, şiddet, güç, takat
    11. can
    Anlamı: güç, kuvvet
    12. derman
    Anlamı: güç, takat, mecal

    Arapça-Türkçe Sözlük( قاموس عربي-تركي) > قبل

  • 8 حول

    I
    حَوْل
    1. erke
    Anlamı: ış başarma gücü, enerji
    2. takat
    Anlamı: güç, kuvvet
    3. üstüne
    Anlamı: ilişkin, üzerine, dair
    4. güç
    Anlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet
    5. ehliyet
    Anlamı: yeterlik, uzluk, belge. ehliyetname
    6. enerji
    Anlamı: maddede var olan ve ısı, ışık biçiminde ortaya çıkan erke, güç
    7. kudret
    Anlamı: güç, erk, erke, iktidar, yetenek
    8. hakkında
    Anlamı: ilgili olarak
    9. erk
    Anlamı: bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar
    10. sene
    Anlamı: yıl
    11. can
    Anlamı: güç, kuvvet
    12. hâl
    Anlamı: güç, kuvvet, takat
    13. derman
    Anlamı: güç, takat, mecal
    II
    حَوَّلَ
    devretmek
    Anlamı: dönmek, dolaşmak
    حُوَّل
    1. düzenbaz
    Anlamı: düzenci, hileci
    2. madrabaz
    Anlamı: hile yapan
    3. kalleş
    4. sinsi
    5. üfürükçü

    Arapça-Türkçe Sözlük( قاموس عربي-تركي) > حول

  • 9 طائل

    طائِل
    1. erke
    Anlamı: ış başarma gücü, enerji
    2. takat
    Anlamı: güç, kuvvet
    3. ehliyet
    Anlamı: yeterlik, uzluk, belge. ehliyetname
    4. enerji
    Anlamı: maddede var olan ve ısı, ışık biçiminde ortaya çıkan erke, güç
    5. kabiliyet
    Anlamı: yetenek
    6. fayda
    Anlamı: yarar, kâr
    7. güç
    Anlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet
    8. kudret
    Anlamı: güç, erk, erke, iktidar, yetenek
    9. maslahat
    Anlamı: iş, önemli iş, mesele
    10. menfaat
    Anlamı: yarar, çıkar
    11. erk
    Anlamı: bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar
    12. çıkar
    13. avantaj
    Anlamı: üstünlük sağlayan şey, yarar, kâr
    14. can
    Anlamı: güç, kuvvet
    15. hız
    Anlamı: bir hareketten doğan güç, şiddet, güç, takat
    16. büyük

    Arapça-Türkçe Sözlük( قاموس عربي-تركي) > طائل

  • 10 طائلة

    طائِلَة
    1. kifayet
    Anlamı: yeterlik, iktidar
    2. erke
    Anlamı: ış başarma gücü, enerji
    3. kabiliyet
    Anlamı: yetenek
    4. ehliyet
    Anlamı: yeterlik, uzluk, belge. ehliyetname
    5. güç
    Anlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet
    6. enerji
    Anlamı: maddede var olan ve ısı, ışık biçiminde ortaya çıkan erke, güç
    7. kudret
    Anlamı: güç, erk, erke, iktidar, yetenek
    8. erk
    Anlamı: bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar
    9. hâl
    Anlamı: güç, kuvvet, takat
    10. can
    Anlamı: güç, kuvvet
    11. hız
    Anlamı: bir hareketten doğan güç, şiddet, güç, takat
    12. derman
    Anlamı: güç, takat, mecal

    Arapça-Türkçe Sözlük( قاموس عربي-تركي) > طائلة

  • 11 طاقة

    I
    طَاقَة
    mecal
    Anlamı: güç, derman, takat
    II
    طاقَة
    1. kifayet
    Anlamı: yeterlik, iktidar
    2. erke
    Anlamı: ış başarma gücü, enerji
    3. takat
    Anlamı: güç, kuvvet
    4. enerji
    Anlamı: maddede var olan ve ısı, ışık biçiminde ortaya çıkan erke, güç
    5. ehliyet
    Anlamı: yeterlik, uzluk, belge. ehliyetname
    6. güç
    Anlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet
    7. kabiliyet
    Anlamı: yetenek
    8. kudret
    Anlamı: güç, erk, erke, iktidar, yetenek
    9. kuvvet
    Anlamı: güç, takat, şiddet
    10. erk
    Anlamı: bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar
    11. sabır
    Anlamı: dayanç
    12. yetenek
    Anlamı: kabiliyet
    13. can
    Anlamı: güç, kuvvet
    14. hâl
    Anlamı: güç, kuvvet, takat
    15. hız
    Anlamı: bir hareketten doğan güç, şiddet, güç, takat
    16. derman
    Anlamı: güç, takat, mecal

    Arapça-Türkçe Sözlük( قاموس عربي-تركي) > طاقة

  • 12 طول

    I
    طَوْل
    1. erke
    Anlamı: ış başarma gücü, enerji
    2. enerji
    Anlamı: maddede var olan ve ısı, ışık biçiminde ortaya çıkan erke, güç
    3. güç
    Anlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet
    4. ehliyet
    Anlamı: yeterlik, uzluk, belge. ehliyetname
    5. kudret
    Anlamı: güç, erk, erke, iktidar, yetenek
    6. erk
    Anlamı: bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar
    7. hız
    Anlamı: bir hareketten doğan güç, şiddet, güç, takat
    8. can
    Anlamı: güç, kuvvet
    9. hâl
    Anlamı: güç, kuvvet, takat
    10. derman
    Anlamı: güç, takat, mecal
    II
    طُول
    uzunluk
    طَوَّلَ
    uzatmak
    Anlamı: uzatmasına sebep olmak, temdit etmek

    Arapça-Türkçe Sözlük( قاموس عربي-تركي) > طول

  • 13 قابلية

    قابِلِيَّة
    1. erke
    Anlamı: ış başarma gücü, enerji
    2. erotizm
    3. enerji
    Anlamı: maddede var olan ve ısı, ışık biçiminde ortaya çıkan erke, güç
    4. güç
    Anlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet
    5. kabiliyet
    Anlamı: yetenek
    6. ehliyet
    Anlamı: yeterlik, uzluk, belge. ehliyetname
    7. kudret
    Anlamı: güç, erk, erke, iktidar, yetenek
    8. libido
    Anlamı: cinsel iç güdünün belirtilerini gösteren, yaşama gücünün bütünü
    9. erk
    Anlamı: bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar
    10. yetenek
    Anlamı: kabiliyet
    11. can
    Anlamı: güç, kuvvet
    12. hız
    Anlamı: bir hareketten doğan güç, şiddet, güç, takat
    13. arzu
    Anlamı: istek, dilek, heves

    Arapça-Türkçe Sözlük( قاموس عربي-تركي) > قابلية

  • 14 قدرة

    قُدْرَة
    1. kifayet
    Anlamı: yeterlik, iktidar
    2. erke
    Anlamı: ış başarma gücü, enerji
    3. takat
    Anlamı: güç, kuvvet
    4. güç
    Anlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet
    5. enerji
    Anlamı: maddede var olan ve ısı, ışık biçiminde ortaya çıkan erke, güç
    6. ehliyet
    Anlamı: yeterlik, uzluk, belge. ehliyetname
    7. kuvvet
    Anlamı: güç, takat, şiddet
    8. kudret
    Anlamı: güç, erk, erke, iktidar, yetenek
    9. erk
    Anlamı: bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar
    10. yetenek
    Anlamı: kabiliyet
    11. hâl
    Anlamı: güç, kuvvet, takat
    12. hız
    Anlamı: bir hareketten doğan güç, şiddet, güç, takat
    13. can
    Anlamı: güç, kuvvet
    14. derman
    Anlamı: güç, takat, mecal

    Arapça-Türkçe Sözlük( قاموس عربي-تركي) > قدرة

  • 15 مراس

    مِرَاس
    1. erke
    Anlamı: ış başarma gücü, enerji
    2. enerji
    Anlamı: maddede var olan ve ısı, ışık biçiminde ortaya çıkan erke, güç
    3. ehliyet
    Anlamı: yeterlik, uzluk, belge. ehliyetname
    4. güç
    Anlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet
    5. kudret
    Anlamı: güç, erk, erke, iktidar, yetenek
    6. erk
    Anlamı: bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar
    7. hız
    Anlamı: bir hareketten doğan güç, şiddet, güç, takat
    8. can
    Anlamı: güç, kuvvet
    9. hâl
    Anlamı: güç, kuvvet, takat
    10. derman
    Anlamı: güç, takat, mecal

    Arapça-Türkçe Sözlük( قاموس عربي-تركي) > مراس

  • 16 مرة

    I
    مَرَّة
    1. kere
    Anlamı: kez, defe
    2. kez
    Anlamı: defa, kere
    II
    مِرَّة
    1. safrâ
    Anlamı: öd
    2. erke
    Anlamı: ış başarma gücü, enerji
    3. güç
    Anlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet
    4. enerji
    Anlamı: maddede var olan ve ısı, ışık biçiminde ortaya çıkan erke, güç
    5. ehliyet
    Anlamı: yeterlik, uzluk, belge. ehliyetname
    6. kudret
    Anlamı: güç, erk, erke, iktidar, yetenek
    7. erk
    Anlamı: bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar
    8. hız
    Anlamı: bir hareketten doğan güç, şiddet, güç, takat
    9. hâl
    Anlamı: güç, kuvvet, takat
    10. can
    Anlamı: güç, kuvvet
    11. derman
    Anlamı: güç, takat, mecal

    Arapça-Türkçe Sözlük( قاموس عربي-تركي) > مرة

  • 17 مقدرة

    مَقْدِرَة
    1. kifayet
    Anlamı: yeterlik, iktidar
    2. erke
    Anlamı: ış başarma gücü, enerji
    3. takat
    Anlamı: güç, kuvvet
    4. ehliyet
    Anlamı: yeterlik, uzluk, belge. ehliyetname
    5. güç
    Anlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet
    6. enerji
    Anlamı: maddede var olan ve ısı, ışık biçiminde ortaya çıkan erke, güç
    7. kudret
    Anlamı: güç, erk, erke, iktidar, yetenek
    8. erk
    Anlamı: bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar
    9. hız
    Anlamı: bir hareketten doğan güç, şiddet, güç, takat
    10. hâl
    Anlamı: güç, kuvvet, takat
    11. can
    Anlamı: güç, kuvvet
    12. derman
    Anlamı: güç, takat, mecal

    Arapça-Türkçe Sözlük( قاموس عربي-تركي) > مقدرة

  • 18 مكنة

    مُكْنَة
    1. kifayet
    Anlamı: yeterlik, iktidar
    2. erke
    Anlamı: ış başarma gücü, enerji
    3. ehliyet
    Anlamı: yeterlik, uzluk, belge. ehliyetname
    4. enerji
    Anlamı: maddede var olan ve ısı, ışık biçiminde ortaya çıkan erke, güç
    5. güç
    Anlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet
    6. erk
    Anlamı: bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar
    7. can
    Anlamı: güç, kuvvet
    8. hız
    Anlamı: bir hareketten doğan güç, şiddet, güç, takat
    9. derman
    Anlamı: güç, takat, mecal

    Arapça-Türkçe Sözlük( قاموس عربي-تركي) > مكنة

  • 19 منة

    مُنَّة
    1. erke
    Anlamı: ış başarma gücü, enerji
    2. ehliyet
    Anlamı: yeterlik, uzluk, belge. ehliyetname
    3. enerji
    Anlamı: maddede var olan ve ısı, ışık biçiminde ortaya çıkan erke, güç
    4. güç
    Anlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet
    5. erk
    Anlamı: bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar
    6. hız
    Anlamı: bir hareketten doğan güç, şiddet, güç, takat
    7. can
    Anlamı: güç, kuvvet
    8. derman
    Anlamı: güç, takat, mecal

    Arapça-Türkçe Sözlük( قاموس عربي-تركي) > منة

  • 20 طوق

    طَوْق
    1. erke
    Anlamı: ış başarma gücü, enerji
    2. enerji
    Anlamı: maddede var olan ve ısı, ışık biçiminde ortaya çıkan erke, güç
    3. ehliyet
    Anlamı: yeterlik, uzluk, belge. ehliyetname
    4. güç
    Anlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet
    5. kemer
    Anlamı: bel bağı
    6. erk
    Anlamı: bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar
    7. sabır
    Anlamı: dayanç
    8. can
    Anlamı: güç, kuvvet
    9. derman
    Anlamı: güç, takat, mecal

    Arapça-Türkçe Sözlük( قاموس عربي-تركي) > طوق

См. также в других словарях:

  • erk — is. 1) Bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar 2) mec. Sözü geçerlik, istediğini yaptırabilme gücü, nüfuz 3) top. b. Bir bireyin, bir toplumun, başka birey, küme veya toplumları egemenliği, baskısı ve denetimi altına alma, hürriyetlerine karışma… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • iktidar — is., Ar. iḳtidār 1) Bir işi yapabilme gücü, erk, kudret Bu iş benim iktidarım haricinde, demez mi? S. F. Abasıyanık 2) Bir işi başarabilme yetki ve yeteneği 3) Devlet yönetimini elinde bulundurma ve devlet gücünü kullanma yetkisi Almanya daki… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yeterli olmak — 1) bir işi yapabilme gücü bulunmak 2) iktidar sahibi olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»